BUSİAD 15. YENİLİKÇİLİK VE YARATICILIK SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİ:

BUSİAD 15. YENİLİKÇİLİK VE YARATICILIK SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİ:

"Mutsuzluk pandemisi yaşıyoruz"

BUSİAD'ın düzenlediği 15. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr. Acar Baltaş, mutsuzluk pandemisi yaşadığımızı söyledi.

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından, bu yıl "Fabrika Ayarlarına Dönmek" temasıyla düzenlenen 15. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu Podyum Davet'te gerçekleştirildi.

Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Acar Baltaş, sahip olduklarımızın farkına varmamız gerektiğini geçen yıllarda yaşayanlardan daha şanslı olduğumuzu kaydetti. Prof. Dr. Baltaş, şöyle devam etti:

"Bir mutsuzluk pandemisi yaşıyoruz. Bunun birinci nedeni mutsuz insanlarla yaşamak, ikincisi, beklentilerle gerçeklerin uçurumu, üçüncüsü kıyas, sonra hayatı gereğinden fazla karmaşıklaştırmak, geçmişe fazla takılmak ve son olarak kendini fazla önemsemek."

Çok büyük bir değişim yaşadığının bir gerçek olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Baltaş, böyle dönemlerde öngörülemeyen koşulların öngörülebilir olduğunu da kaydetti.

Konuşmasında bilgelik zekasına da önemli bir yer veren Prof. Dr. Baltaş, karmaşık sorunların bilgelik zekasıyla çözülebileceğini; bunun da daha çok kitap okuyarak, sanatla ilgilenerek, kendi dışımızdaki insanlara yardım ederek, kendi dışımızdaki insanları dinleyerek elde edilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Baltaş:

"Bu da geçecek. Mutsuzluk pandemisinin üyesi olmayın. Karmaşık sorunlar bilgelik zekasıyla çözülür. Huzur ancak bununla mümkün. Cömertlik, bağışlayıcılık, sahip olduklarının kıymetini bilmek, anlamlı bir üretimin içinde olmak, değer gördüğü ve değer verdiği bir ilişki içinde olmak huzura yaklaştırır. Bilge insanlar hayatta hep kazanamayacaklarını bilirler. Hayatın her noktasını kontrol edemeyeceklerini bilirler. Bilge insanlar şansız olmamanın bir şans olduğunu bilirler. Yolculuğumuzun hakkını verelim. Sahip olduklarınızın kıymetini bilin. Dertleriniz dahil."

Konuşmasının son bölümünde ise Prof. Dr. Baltaş, aileleri çocuklarının yanında Türkiye'ye ilişkin olumsuz konuşmamaya da davet etti. Baltaş, "Çocuklar 10 yaşından başlayarak yurt dışında yaşama hayali kuruyor. Bu iyi bir şey değil. Bir kere göçmen hayat boyu göçmen. Bizler bu toprağa borçluyuz. Oynamıyorum, topumu alır giderim demek doğru değil" dedi.

"AMAÇLI BİR İŞ..."

Stratejik Danışman ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üniversitesi Öğretim Görevlisi İdil Türkmenoğlu ise "Sayı konuşmak yetmez amaç da konuşmak gerekir" derken "Yeni dönemde insanı yeniden hatırlamak demek, şirketle anlam bütünlüğü sağlayan insanla çalışmak demek" ifadesini kullandı.

Türkmenoğlu, "Kurumsallaşmaya çalışırken insanı nerede unuttuk" derken, "Şirkette bir ceza kanunu yazmak yerine nasıl çalışmak istiyoruz anayasası yazmak" gerektiğini de kaydetti.

Portföy kariyerler doğru gidildiğini de kaydeden Türkmenoğlu, "bordrolu günler değişiyor. Amaçlı bir iş vermek artık yetenek savaşındaki en önemli aracınız. Çorbada tuzu olan işine daha bağlı oluyor" dedi. Türkmenoğlu şöyle devam etti:

"İnsana ve niteliğine göre ücret belirleme yerine bir asgari unvan sistemi kurduk. Belki ünvanı kapı görevlisi olan kişi her şeyinizi emanet edeceğiniz kişi olabilir. Ücret ve ödüllendirme için ünvanlar dışında yollar bulmak gerekir."

Fix ücret zammı yapma oranın Türkiye'de yüzde 85 noktasında olduğunu da kaydeden Türkmenoğlu, "Bunun da değişmesi gerekir" dedi.

"BELİRSİZLİK..."

Uludağ İçecek Türk A.Ş. CEO'su Levent Kömür de, yenilikçilik ve yaratıcılık için mizah ve bilimin gerektiğini kaydederken, Türkiye'nin fabrika ayarlarından birinin belirsizlik olduğunu kaydetti. Belirsizlik adaletsizlikten doğar diyen Kömür, "O nedenle belirsizlik kötüdür" dedi.

Kömür, "Bizim yetiştiğimiz zeka ve çalışkanlık döneminde, ne bildiğimiz önemliydi. Şimdi bilgi daha az önemli hale geldi. Ne bildiğimiz değil, insanları nasıl hissettirdiğimiz önemli. Bilgiden duyguya, bilmekten öğrenmeye yönelmemiz gerekir" diye konuştu.

Sempozyumun açılışında konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da, BUSİAD-BUÜ işbirliğinin güçlenerek devam ettiğini ifade etti. Prof. Dr. Yılmaz, Aydınlanma dönemiyle başlayan yüksek refah üretiminin iki dünya savaşıyla büyük bir travmaya uğradığını söyledi. Yılmaz, 100 yıl önce dünya cenneti peşinde koşarken birden savaşlarla yıkıldığını belirterek, "Şimdi yeniden bir dönüşüm virajındayız. Teknolojik dönüşümün ne getirip ne götüreceği konuşuluyor. Distopyadan-ütopyaya kadar salınan bir aralık bizi bekliyor" dedi.

"RUHUMUZ BİZE YETİŞSİN..."

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Kızılderililere ait olan, "O kadar hızlı gittik ki, ruhumuz geride kaldı. Biraz soluklanalım, ruhumuz bize yetişsin" atasözüyle başladı. Küçükkayalar, son yıllarda iş dünyasının gündemini belirleyen değişim, dönüşüm, dijitalleşme, yapay zekâ, sürdürülebilirlik gibi kavramların ilerlemeyi hedeflediğini ancak hızlı dönüşümün temelleri, değerleri, insan odağını ve işin özündeki "neden"leri gözden kaçırdığına dikkat çekmek için "Fabrika Ayarlarına Dönmek", temasını benimsediklerini kaydetti.

"Bir durup ruhumuzun bize yetişmesine olanak tanımalıyız" diyen Küçükkayalar, son 4 yıl içinde Bursa, dijital, yeşil ve toplumsal dönüşüm adına yaptıkları çalışmaları aktardı. 2023 yılında "Sanayi, Tarım ve Turizm ile Gelişen Bursa" vizyon belgesini kamuoyuyla paylaşıp büyükşehir ve 17 ilçe başkanına yüz yüze ulaştırdıklarını anlatan Küçükkayalar, "Ziyaretlerimizde elde ettiğimiz sonuçları da "Yaşanabilir bir kent için Plan Şart!" başlığıyla raporlaştırıp kamuoyuyla paylaştık. Bursa'mızın üretimini, büyüklüğünü sekteye uğratmadan sürdürülebilir bir kent olarak ülkemize örnek olması için "Dijital, Yeşil ve Toplumsal Dönüşümün" şart olduğunu ifade ettik. Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesinin 1961 yılında kurulduğu Bursa'mızın- o günkü adı pilot sanayiydi- o gün nasıl ülkemiz sanayine pilotluk yaptıysa şimdi de dönüşümüne pilotluk yapması gerektiğini söyledik" dedi.

2050 Bursa Çevre Düzeni Planı'nın hazırlanma sürecine de katkı koyduklarını ifade eden Küçükkayalar, son olarak Bursa'da "Herkesin Bildiği Sır- Nilüfer Çayı" için de bir rapor hazırladıklarını da söyledi.

"BURSA'NIN FABRİKA AYARLARI..."

"Bir durup "Fabrika Ayarlarımız"a bakmamız gerekir" diyen Küçükkayalar, "Sakın bu soluklanmayı durmak olarak algılamayın. Bu soluklanmayı, üçlü dönüşümle yeni hikâye yazmak için bir olanak olarak görüyoruz. Sanayinin pilotu olduk, dönüşümün de pilotu olmalıyız. İşte tam da bugün yapay zekâ, teknoloji, yenilikçilik, yaratıcılık konuşulurken, hep beraber yeni ve doğru bir hikâye yazabileceğimize inanalım. Bursa'mızın fabrika ayarları içinde bulunan; üretim gücünden, değişim ve esneklik yeteneğinden, yetişmiş, yaratıcı, deneyimli, çalışkan insanından, cennetten bir köşe olan doğasından vazgeçmeden, Türkiye'ye ve dünyaya örnek olacak bir kenti "Sanayi, Tarım ve Turizm ile Gelişen Bursa" vizyonuyla ve çağdaşlaşmanın tek yolu olan "Dijital, Yeşil ve Toplumsal Dönüşümle" inşa etme istek ve azmimiz bizim fikrimizdir" dedi.

Oldukça yoğun bir katılımla gerçekleşen sempozyum sponsorlara plaket verilmesiyle sona erdi.