"Atığını değil kaynağını yöneten bir ülke olmalıyız"

"Atığını değil kaynağını yöneten bir ülke olmalıyız"

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile daha da çok konuşulmaya başlanan döngüsel ekonomi Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) "Avrupa Yeşil Paktı Görev Gücü" tarafından düzenlenen çevrim içi toplantıda ele alındı.

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Envanter ve Eğitim Şube Müdürü Çevre Yüksek Mühendisi Hülya Çakır,, "Artık atığını değil, kaynağını yöneten bir ülke olmak için bu yolculuğa başladık" dedi.

Moderatörlüğünü BUSİAD Avrupa Yeşil Paktı Görev Gücü Başkanı Hüsamettin Çoban'ın üstlendiği toplantıda konuşan, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, "Al, yap, kullan, at şeklinde bir üretim gerçekleşiyordu. Artık daha kalıcı bir çözüm alınması gerekliliği ortaya çıktı. Artık, ödül ve ceza gibi bir takım yaptırımlar ortaya çıktı. Döngüsel ekonomi, artık doğal kaynak kullanımının dışında bir yapı öngörüyor. Tasarım yoluyla yenileyici ve onarıcı bir sistem ortaya koymak gerekiyor" ded. Doç. Dr. Dindar, her yıl 460 milyar dolarlık kıyafetin çöpe gittiğini de ifade ederek, yılda "100 milyar metreküp su harcanıyor. Bu durum dünya su miktarının yüzde 4 azalmasına neden oluyor. Ömrünü tamamlamış ürünler, başka bir ürün için hammadde olarak düşünülmeli. 200 gramlık bir akıllı telefon üretmek için 86 kilogram atık çıkıyor. Aslında biz, 86 kilogram atık satın almış oluyoruz. Bu da iklim için külfetli bir maliyet çıkarıyor" diye konuştu.

"DOĞA DÖNGÜSEL, BİZ BOZUYORUZ..."

EWA Kurumsal Danışmanlık Kurucu Ortağı Dilek Emil ise, "Döngüsel Ekonomi Türk İş Dünyasına Neler Getirecek?" başlıklı bir sunum yaptı. Emil, "Doğanın kendisi aslında döngüsel, bu döngüselliği bozan insan" diyerek, geri dönüşüm ekonomisinin tasarımla başladığını söyledi. Emil, "Ürün uzun süre kullanım için dizayn edilmeli, ikinci elde kullanımı olmalı, parçaların yeniden kullanımı ve geri dönüşüm planlanmalı" dedi. Avrupa Yeşil Mutabakatı'nda geri dönüşümü gerekçelerinin nasıl açıklandığını ise şöyle aktardı:

"Sürdürülebilir bir ürün formunun yaratılması, tüketicinin ve kamu alıcısının güçlendirilmesi, döngüsellik potansiyelinin daha fazla kaynak kullanılan sektörlere yönelmesi, atık azaltılması, döngüselliğin, insanlar şehirler ve bölgeler için uygulanabilir olması, döngüsel ekonomiye küresel çapta liderlik etmek."

Bazı ürünlerin atık uygulamaları hakkında da bilgiler veren Emil, pillere dikkat çekti. Emil, AB'de karbon ayak izinin tespiti için pillerde pasaport uygulaması olacağını söyledi. Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın, döngüsel ekonomi planlarında plastik ve elektronik ve tekstil sektörlerindeki düzenlemeler hakkında da bilgiler veren Emil, tekstilde giysilerin daha uzun ömürlü olmasından, kaygı verici madde kullanımına kadar, çok sayıda düzenleme olduğunu ifade etti.

Emil, gıdanın geri dönüşümünde de bankacılığını özendirecek çalışmaların artırılmasını gerktiğini söyledi.

"KÖYLERDE ÇÖP OLMAZDI..."

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Envanter ve Eğitim Şube Müdürü Çevre Yüksek Mühendisi Hülya Çakır, sıfır atıkın bir hedef olduğunu söyledi. Çakır, eski ve yeni tüketim alışkanlıklarını anlatan Çakır, şöyle konuştu:

"Eskiden tekstil ürünleri kesilir ve kilim dokunurdu. Kırılan nesneler onarılırdı. Kardeşlerin giysileriyle büyünürdü. Sanayi devrimiyle alışkanlıkların çoğu gitti. Ürünlere kolay ulaşım sağlıyoruz. Demonte ürün arttı. Köylerde çöp olmazdı. Şimdi köylerde de çöp konteynırı var. Kullan at ürünü artık moda."

Çakır, 2016'da pilot olarak başlanılan sıfır atık uygulamasının ülke politikası haline geldiğini de ifade etti. Çakır, "Artık atığını değil, kaynağını yöneten bir ülke olmak için bu yolculuğa başladık" dedi. Çakır, 2017 yılından bu yana Sıfır Atık Projesi İle, 22.4 milyon ton atığın geri kazanımının sağlandığını, 30 milyar TL kazanç elde edildiğini ve 12.5 milyon kişiye eğitim verildiğini de kaydetti.

Toplantı katılımcıların sorularıyla sona erdi.